21 Temmuz 2014 Pazartesi

Erdoğan Logosu ve kan metaforu


Yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimleri, siyaset dünyasında havaların daha da ısınmasına neden oluyor. 
Sosyal medyanın sağladığı özgürlük ortamı, adayların taraftarları arasında da atışmalara ve karşıt görüşlere yönelik paylaşılan gerek görsel gerek işitsel ve yazılı olarak sağlanan  her türlü argümanın havalarda uçuştuğu bir ortam sağlıyor.

Bu güne kadar, bir çok seçime şahit olmuş biri olarak, partilerin sembollerini görmeye alıştık haliyle, ancak bu son cumhur başkanlığı seçimi ile ilgili yapılan hazırlıklarda bir nokta oldukça dikkat çekici. Türk siyaset dünyasında pek de alışık olmadığımız bir durum olan, adayların özel logo ile seçimlere katılması meselesi, biz grafik tasarımcıların da görüşlerine odak olmakdan kaçınamıyor...

Özellikle Recep Tayyip Erdoğan ın logosu, çeşitli benzetmelere konu oluyor ve özellikle sosyal medyada gerek yazılı gerekse görsel bir takım fotomanipülasyon işlerine odak oluyor...Herkes bakış açısı, kültürel birikimi ve yaşantısı kadarınca logoya bir takım anlamlar yüklemeye çalışıyor ve olumlu veya olumsuz başka örneklerle aralarındaki benzerliklere dikkat çekerek, eleştiriyi komplo teorilerine kadar götürebiliyor. Ne de olsa yaratıcılıkta sınır yok. 

Semboller tarih boyunca, insan hayatında çok önemli bir yere sahip olmuştur ve etkileri ölümcül boyutlarda desek yeridir. Dinleri, ülkeleri, gizli ve gizemli tarikatlardan dünya dışı varlıkların bıraktığı düşünülen sembollere kadar ve üstelik günümüze değin futbol takımından ,derneklere,şirketlerden, özel müteşebbüslere , içeceklerden giyecek ve arabalara son derece geniş bir yelpaze oluşturacak şekilde yerini ve önemini artırarak günümüze kadar gelen sembol ve imajlar bundan sonra da yerini koryarak ve çeşitlendirerek yoluna devam edecek gibi görünüyor. 

İsrail'in bulunduğu bölgede terür estirdiği ve yükselişte olan anti semitist düşüncelere hız kazandırdığı aşikar. Yahudilik gibi tarih boyunca ilginç bir profil çizmiş bir din sembolleri ile de hayatımıza girmiş ve özellikle son zamanlarda her taşın altından çıkacağı endişesiyle her türlü görüntünün altında bir yahudi sembolü arayışı artık gündelik bir iş sayılıyor. İslami çevreye hitabedenlerin karalamak istediği kimselerde, büyüteçle arar olduğu beş köşeli yıldız insan üretimi olan basit geometrik bir formun ötesinde anlamlar taşıyor şüphesiz. Belki de hayatında bir kere bile bir yahudiyle karşılaşmamış ve onlardan en ufak bir zarar görmemiş kimseler bile yahudi yıldızını gördüklerinde endişeye kapılmaktan kendilerini alamıyorlar.

Semboller bu denli üzerimizde etkili iken, bir takım komplo teorilerine konu olmaktan kaçınamıyor haliyle. Da vinci code , melekler ve şeytanlar gibi Don Brown romanları, sembolleri ustalıkla kullanarak son derece etkili atmosferler üretmiş ve oradaki semboller bizim gündelik hayatımıza dahi girmişlerdir. İnternette nereye baksanız artık ilüminate içerikli komplo teorileri karşımıza çıkıyor ve hiç alaksı olmayanların dahi garip bir şekilde korkulu rüyası oluyor...

Bütün olumlu ve olumsuz yanlarına karşın, cumhur başkanı adaylarının beklenmedik bir şekilde özel logo tasarlatmaları ve bu logolarla seçim kampanyalarını yapmaları bir takım riskleri de beraberinde getiriyor haliyle...logoların içine gizlenmiş ve adayların birer ajan olarak gösterildiği senaryolar sosyal medyada havalarda uçuyuyor...

Benim bu günkü yazımın konusu fotoğrafdan da anlayacağınız üzere Erdoğan'ın logosu. Logo bir  gün batımı sahnesinin stilize edilmiş hali.  Kırmızı bir zemine yansıyan ayın beyaz ışığı zigzaglar çizerek ismi oluşturan ERDOĞAN kelimesiyle görsel bir bağ kurma amacını yansıtıyor. kırmızı zemin üzerindeki yakamoz şüpesiz şiirsel bir düş dünyasını işaret ediyor. Ay ışığının romantizmi veya gün batımının romantizmi artık klişeleşmiş bir durumda şiir, resim, müzik gibi her türlü ifade biçiminde çoktan yerini almış durumda. Yarım daire güneşi mi yoksa ayı mı temsil ediyor bilmiyorum ancak her iki durumda da kırmızı bir suyun üzerinden batan veya doğmakta olan bir görüntü sunuyor. Kırmızı bayrak rengi olarak kan metaforunu temsil ediyor. Kurtadam filmlerinde görmeye alıştığımız ay ve kan bu logoya bakınca ilk akla gelen anlamlar... Gün batımında ağırlıklı olarak alıştığımız kırmızı ve tonlarının bu logoda net bir şekilde düz kırmızı olarak kullanılması ve yerdeki yansıma bize kırmızıyı kan gölü olarak yansıtıyor. Bir orta doğu ülkesi olarak, çevremizde yıllardır sürdürülen kanlı savaşlar, bu ortamda yaşayan benim gibi birinin kırmızı rengini kan olarak görmesi kaçınılmaz bir durum sanırım. Logoyu tasarlayanlar ne düşündü bilmiyorum ancak bu kan gölü üzerinde doğmakta veya batmakta olan güneş veya ay her neyse bu imajın savaş bölgesinde cereyan eden bu cumhurbaşkanlığı yarışı için de çok anlamlı bir görüntü içeriyor... 

Seçime kadar gündemde kalmayı başarcağı şüphe götürmeyen bu logo bir takım hikayelere konu olmaya devam edecektir sanırım.